Yeme Bozuklukları
Kahvaltını Atlama, Kilonu Saklama
10 Ağustos 2017
5 Adımda Hem Mutluluk Hem Başarı
3 Kasım 2017

Günümüzde yeme bozukluğu davranışlarıyla oldukça sık karşılaşıyoruz. Kimi zaman bu kişiler yediklerini suçluluk duygusuyla kusma, yemek alımını reddetme, takıntı derecesinde sağlıklı beslenme algısı, gece uykusundan kalkıp yemek yiyebilme ve yeme nöbetleriyle kendini gösteriyor. Bu gibi rahatsızlıklarda besin tek başına bir sorun değildir. Kişilerin yiyeceklerle kurdukları ilişki, yiyeceklere ve bedenlere yükledikleri anlamlar normal beslenen bireylerden farklıdır. Tedavide beslenmeden önce bu algıların düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu tarz yeme bozukluğu yaşayan kişilere bakıldığında genellikle kilo problemi yaşayan, yaşamlarının belli bir süresinde yanlış diyet uygulamalarıyla başarısızlıkla sonuçlanmış, yaşanılan bu başarısızlığın kişiyi daha fazla yanlış beslenmeye ve beslenme algısının değişmesine neden olmuştur. Kilo probleminin psikolojik boyuta taşınarak bir bağ kurulması bu bozukluğun temel nedenidir.

5 Temel Yeme Bozukluğu

Anoreksiya Nervoza

Bulimia Nervoza

Ortoreksiya

Aşırı yeme Sendromu (Binge Eating)

Gece Yeme Sendromu

ANOREKSİYA NERVOZA

Bu davranış kişinin aşırı zayıf olmasına rağmen şişman olmaktan korkma, beden imgesinde bozukluk, çok düşük vücut ağırlığı ve yağ oranına sahip olduğu durumlardır. Eskiden sıklıkla kadınlarda görülen bu yeme davranışı Amerika’da 25 milyon kişide yapılan yeni bir araştırmada %25’ inin erkek popülasyonuna ait olduğu ortaya çıkmıştır. Kadınlarda düşük vücut yağ oranına bağlı olarak düzensiz menstürasyon, kan basıncında azalma sonucu baş dönmesi ve baygınlık, kramplarda artış ve kuvette azalma gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşılır. Orta-üst sosyo ekonomik grupta daha sık görülmekte olup, ergenlik çağındaki çocuklarda sıklıkla karşılaşılır. Bu kişiler zannettikleri fazla kilolarından kurtulmak adına ishal yapıcı laksatif ve vücuttan su atıcı diüretikler kullanırlar. Besin alımına, zayıflığa aşırı takıntılı olan bu kişiler, çok ağırlık kaybetmiş olsalar dahi açlığı ve besin alımını reddederler.

BULİMİA NERVOZA

Bulimia nevroza’ da ise kişi aşırı miktarda besin tüketir ve vücut ağırlığı kazanımını önlemek için isteyerek besini dışarı atma ( kusma, laksatif, diüretik, aşırı egzersiz) gibi olumsuz davranışlarda bulunmaktadır. Çoğunlukla yüksek kalorili besinleri tercih eder. Genelde diüretik (idrar söktürücü) kullanmaya bağlı aşırı sıvı kaybı, organ hasarı gerçekleşebilir. Kusmaya bağlı iç kanama, asit, gastrit diş problemleri gözlemlenir. Tükürük bezlerinde şişmeler, düzensiz menstürasyon en sık görülen sağlık problemleridir.

ORTOREKSİYA NERVOZA

Sağlıklı beslenme algısının takıntı derecesine tırmanması ve bozulmasıdır. Ortoreksiya Nevroza’da kişiler, her yediği yemeği abartılı bir şekilde kontrol etmektedir. Ayrıca yiyeceklerin aşırı saf ve katkısız olmasını takıntılı bir titizlik içerisinde değerlendirerek pek çok yiyeceği çiğ olarak tüketmeyi tercih etmektedirler. Yalnız ve toplumdan izole yaşama isteği, başkalarının beslenmesini sürekli eleştirme, depresyon, stres ve mükemmelliyetçi eğilimler de görülmektedir. Doğal olmayan besinlerin kilo aldıracağı takıntısından başka; kanser korkusu gibi, yiyeceklere yüklenmiş paranoyalar da içerir. Kişi dışarıda yemek yemeyi aynı nedenlerle reddeder ve asosyalleşir.

GECE YEME SENDROMU

Akşam veya gece gıda alımı artmış, günlük alınan gıdanın en az %25’ i akşam yemeğinden sonra alınır ve haftada en az 2 gece yemesi olur. Güne iştahsızlıkla başlayıp, gece çok yüksek kalorilerle beslenmedir. Kişi gece uykusundan uyanır ve aşırı iştahla yemek yer. Depresyonla iç içedir.

BİNGE EATİNG

Obezite ile yakından bağlantılı bir rahatsızlık olup, kısa zaman içinde, benzer koşullarda ve benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden daha fazla miktarda yemek yeme özelliği taşımaktadır.Yeme nöbetleri şeklinde kendini gösterir ve kişi kendini kontrol edemez. Kişi her nöbette artık yiyemeyecek hale gelene kadar yer. Utanç ve suçluluk duygularıyla iç içedir.

NE YAPILMALIDIR?

Erken teşhis bu hastalıkların tedavisinde oldukça önemlidir.

Böyle durumlarda en iyi tedavi sonuçları; tıbbi, psikolojik ve beslenme konsültasyonu içeren kombine tedavi yolludur. Hasta grupları ve aile bireylerini içeren terapi grupları da tedavinin önemli bir kısmını oluşturur. Anoreksiyalı birisi genellikle tehlikede olmadığına veya yardıma gerek olmadığına inanır. Bulimik olanlar ise sorunu farkında olurlar fakat yardım almayı istemezler. İyileşme süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar değişebilir. Bu hastalıklara sahip kişilerin yakınları için de aile destek grupları yardımcı olabilmektedir.