Sonbahar kimine göre tatilin bitişi ve iş hayatına dönüş, kimine göre okulların açılması, kimine göre ise depresyon mevsimidir. Yazın bitmesiyle fiziksel aktivitelerimizin azalacağı, televizyonun karşısında daha çok vakit geçirmek isteyeceğimiz dolayısı ile atıştırmak için daha çok fırsatımızın olacağı bir mevsime adım atmaktayız. Eğer yaz aylarında hızlı kilo verdiren şok diyetleri de uyguladıysanız bunların tekrar kilo kazanımı olarak geri dönüşü sizi daha da mutsuz yapar ve bu durum da kendinize duyduğunuz güveni sarsabilir. Bu da sizin bağışıklık sisteminizin zayıflamasına ve yaklaşan kış aylarında daha sık hastalıklara yakalanmanıza neden olur.
3 temel değişikliği alışkanlık haline getirirsek bu kışı hiç kilo almadan, hatta fazlalıklarımızdan kurtularak tamamlayabiliriz. Yeterli ve sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve dinlenme bu mevsimde ihtiyacınız olan şeylerdir.
Ceviz bu ay soframızdan eksik etmeyeceğimiz besinlerden biridir. Zengin bir omega-3 kaynağı ve kilo yönetimine de yardımcı olan cevizi günlük bir avuç içi kadar tüketmenizi öneririm. Ekim- Kasım aylarının sebzeleri olan: Mantar, ıspanak, yerelması, pırasa, lahana, kıvırcık salata, kırmızı turp, karnabaharın da beslenmemizde yer almasına özen gösterelim. Yine omega-3 kaynağı ve tam mevsimi olan taze balık tüketiminde bu ay rahatlıkla bulabileceğiniz balıklar; palamut, lüfer, istavrit, barbun, mercan ve levrektir. Yapılan araştırmalarda haftanın 2 günü tüketilen balığın kalp sağlığını koruduğu tespit edilmiştir. Bu önerileri uygularken besin çeşitliliğine de önem vermeyi unutmayalım.
Sağlıklı beslenmeye özen gösterirken aynı zamanda yeterli sıvı alımını da ihmal etmememiz gerekmektedir. Vücudunuzun %60’ ının su olduğunu düşünürsek, vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devamlılığını sürdürebilmesi için suyun ne kadar önemli olduğunu anlarız. Ayrıca bu aylarda su kaybımız daha az olduğu için susama ihtiyacımız da kendini daha az belli eder. Su eksikliğinde oluşabilecek aşırı yorgunluk, hafıza zayıflığı, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, halsizlik gibi sağlık problemlerinden herhangi birini yaşamak istemiyorsanız su ihtiyacı hissetmeyi beklemeden günde 10- 12 bardak (2- 2.5 lt) su tüketmeniz gerekmektedir.
Bir diğer dikkat edeceğimiz nokta ise egzersiz. Yaz aylarında başladığı yürüyüşü veya sporu alışkanlık haline getiren bireyler bu aylarda da devam edeceklerdir; ancak yeni başlayacaklar veya yazın da zar zor yapanlar için egzersiz biraz sallantıda kalıyor. Bunun için ise kış olduğunda başlamanın çok daha zor olduğunu ve yaz yaklaştığında tekrar çok sıkı bir programa girmeniz gerektiğini düşünürseniz çok daha rahat bir şekilde bu tempoya ayak uydurabilirsiniz
Son olarak yılın her mevsimi özen göstermemiz gereken kaliteli uyku. Yapılan araştırmalarda yetersiz uyuyan kişilerde beyne doyma sinyalini gönderen hormonun seviyesinde düşme ve bu düşüklük sonucunda vücudun fazla enerjiye ihtiyacı olmadığı dönemlerde bile fazla yemek yemeye ihtiyaç duyduğu ortaya çıkmıştır. Uykusuz kalmak besinlerin bilinçsizce tüketilmesine yol açar. Bunu yenmenin tek çözümü vardır, yeterli uyku! Günde en az 7 saat uyumalıyız. Uyku için dikkat edeceğimiz diğer nokta ise yatağa giriş ve yataktan kalkış saatlerimizdir. Biyolojik saatimizin bozulmaması için yatağa girdiğimiz ve yataktan çıktığımız saatlerin tutarlı olması gerekmektedir. Yaşadığımız aksiliklerden dolayı kendimizi yatakta alışık olduğumuzdan daha geç bir saatte bulsak bile ertesi güne önceki günlerden bir fark yokmuş gibi aynı saatte başlamalıyız, böylece vücudumuzu şaşırtmamış ve küçük bir yorgunluk handikapıyla günümüze devam etmiş oluruz.
bursa diyetisyen